30 Aralık 2014 Salı

KIRMIZI MAVİ ÇUBUKLARLA ÇALIŞMA

       Kırmızı-mavi çubukların amaçları; 1'den 10'a kadar miktarları öğrenmek, rakam ile miktar arasında bağlantı kurmak, sayıların birer birer büyüdüğünü farketmek, sayıların sırasını hafızasında yerleştirmektir.

1.  Bugün "kırmızı-mavi çubukları tanıtmak istiyorum" deriz. Her zamanki gibi paspasımızı yere sereriz (çocuğa sermesini teklif ederiz).

2. Kısa çubukla başlayıp her seferinde tek tek ve iki eliyle taşıyarak çubuklar paspasa alınır. Birbirine paralel olacak şekilde konur. Kırmızı olan kısım her zaman solda kalmalıdır.

(not: Burda 2 tanesini mavi taraftan koydu ama değiştirmek istemedi inatçı keçim :) )

3. Kısadan başlayarak uzuna doğru sıralama yapılır.  Ben 2. bir paspas sererek oraya sıralamasını istedim. Sıralama yaparken saydı aynı zamanda.

     

4. Sıralama bitince boş olan paspasa en kısa çubuğu alarak "bu bir " denir. Sonra diğer çubuk alınır " "bu iki " denir. İlk 3 rakam bu şekilde yapılır. Sonra çocuğa "Hangisi 1" denir ve göstermesi istenir. Diğer rakamlar için de aynısı yapılır. Bu alıştırmayı istediğiniz kadar tekrar edebilirsiniz çocuğunuz sıkılmadığı müddetçe. İlk 3 rakamı kavradıktan sonra diğer rakamlara geçebilirsiniz. Ben çubukları karışık olarak koyuyorum, rakamları onlara veriyorum ve çubuklarla rakamları eşleştirmelerini istiyorum.




29 Aralık 2014 Pazartesi

ZIMPARA ve SIVI TEBEŞİR

Sıvı tebeşir yapmak için;
1. Sulandırdığım parmak boyası
2. Bir miktar mısır nişastasını göz kararı karıştırdım. Nişastayı çok koyarsanız oobleck elde etmiş oluyorsunuz. Biraz sulu olması gerekiyor, nişastayı çok koymamakta fayda var.




Neden zımpara kağıdı? Sulu etkinliklere daha dayanıklı ve kuruyunca değişik bir dokusu oluyor. Önce parmaklarıyla boyamaya başladılar.



Sonra elleri zımpara kağıdına dokunmaktan yoruldu sanırım :) Fırça ile devam ettik.


Bu da son hali: Parmakla, fırçayla uğraşamam diyen Burak tabağı kağıda boca eder :) Sarı olanın nişastası çok olmuş, bildiğiniz oobleck oldu. Ellerine almadıkları sürece katı kıvamda olduğu için zorlandılar biraz onunla boyamakta.

Netice bu: Dokusu gerçekten farklı bir sanat etkinliği oldu.


28 Aralık 2014 Pazar

CİVATA VE SOMUNUN MATEMATİKLE BULUŞMASI :)


Ev yapımı bir materyal yine. Yalnız ben dalgınlıkla sayıları sağdan sola yazmışım :) Sayıya göre somunları geçirmece. İster eliyle ister uygun bir ingiliz anahtarıyla çevirerek çıkarabilir miniklerimiz. Sayı- tane ilişkisinin yanı sıra , parmak kasları ve dikkat becerileri de gelişiyor.


Gelelim sunuma:

1. Bir kaseye koyduğum somunlardan sayı kadarını sayarak elime vermesini istedim. 
2. Elimdeki somunları ait olduğu sayının altına yerleşmesini söyledim.
3. Sayıları yerleştirirken Montessori yöntemindeki gibi ikili ikili yerleştirdik.

Bu şekilde yerleştirdikten sonra takabildikleri kadar taktılar. Kalanları ben taktım ve onlar çıkardı. Çıkarmayı daha çok seviyorlar.




EV YAPIMI MATERYALLER

Babamızın yaptığı el-göz koordinayonu ve dikkat becerilerini geliştiren materyallerimiz: Çengelli vidalardan kurdela geçirmece :)


Burada çapraz olarak kurdelayı geçiriyorlar. Bunda başarılıydı Emir & Burak :)


Burada soldakinde 2 renk kurdela ve çapraz olarak geçirmeleri gerekiyordu. Emir & Burak bundan hoşlanmadı çünkü zorlandılar :) Favorimiz ise sağdaki oldu. Sıkıldıkça gidip kurdelayı geçirirler. Hem büyük- küçük, uzun -kısa, geniş-dar gibi dil gelişimini de destekliyor. 



26 Aralık 2014 Cuma

KOKU TÜPLERİ İLE ÇALIŞMA

Montessori yönteminde duyu organlarının duyarlı hale getirilmesi büyük önem taşır. Çocuklar kendilerini çevreleyen dünyayı duyu organları yardımıyla algılar. Görürler, alırlar, koklarlar , tadına bakarlar, çıkardığı sesi işitirler ve nesne hakkında bilgi edinirler.  Montessori'ye göre ilk çocukluk dönemindeki eğitimin amacı çocuğu bilgilerle donatmak değil daha çok onun öğrenme arzusunu geliştirmektir. Bu amaçla çevresinde öğretim amaçlı materyaller kullanarak öğrenmesini gerçekleştirmektedir. Bu materyallerden biri de "koku tüpleri".
Burnumuzun  koklama hassasiyeti;  performansı  çok yüksek bir makineninkinden daha yüksektir. Bazen aldığımız bir koku bizi yıllar öncesine dair hatıralara, duygulara götürür. Bunun yanında geçici ve özneldir, sabit tutulamaz , zamanla değişebilir. Koklama alıştırmaları çocuğun  içinde yaşadığı dünyayı  daha bilinçli incelemesine ve kavramasına yardımcı olur .
Gelelim ev yapımı koku tüplerimize :) Otellerdeki şampuan şişelerini atmamış biriktirmiştim :) onların içini bir güzel yıkayıp içerisine pamuk yerleştirdim. Şişelerden birindeki pamuğa limon yağı, birisine gül yağı, diğerine de karanfil yağı damlattım. Limonu oldukça yoğun damlattım , gül ile karışmaması için. Her bir şişeden 2 tane hazırladım. Altlarını da aynı kokudaki şişeye aynı renk gelecek şekilde boyadım. Kapak altlarına aynı renk etiket de yapıştırılabilir. Bir strafora şişeler yerleşecek şekilde 3 delik açtım, diğer strafora da aynı şekilde.

1. Ev yapımı koku şişelerini bir tepsi içerisinde masaya  ( yada yere serdiğiniz bir paspasın üzerine )alalım. yanına kahve koyalım ki kokular birbirine karışmasın ;)  Çocuğumuzun burnu da temiz olsun:)

2. İlk olarak bir tanesinin kapağını açar ve koklar, onu tepsinin önüne koyar.



3. Diğer tabakadan bir şişeyi açar ve koklar. ilkiyle aynı değilse sağa koyar. (kahve koklatmayı ihmal etmeyelim :))


4. Aynı tabakadan bir tane daha şişe alır, aynıysa kokusu ; İlk olarak koklayıp ortaya koyduğu şişeyle ikisini sol tarafa yerleştirir. Öndeki tabakadan bir şişe daha açarak koklar.


5. Böylelikle aynı olan kokular; eşleriyle birlikte sol tarafta yerini almış olur . :)


NOT: Gözü kapalı olarak da çalışılabilir. Başlangıçta 2 veya 3 tane ile başlayıp 6 'ya kadar çıkar. Koku eşlerini bulunca kokuları adlandırması istenir. 
Değişik şekillerde de yapılabilir. Şişelerdeki kokuları gerçek malzemelerin kokusuyla eşleştirmesi istenebilir. Limon yağı olan şişe ile limonu eşleştirmek gibi. 
Çocukların kokuları öğrenmesi için ayırt edici, belirgin kokuların olduğu bir keşif sepeti hazırlanabilir. 






NERDEN BAŞLAMALI , NASIL YAPMALI ?

  İşime, iyi buğday tohumlarını biriktirmiş ve bereketli bir parça toprak bağışlanmış bir köylü gibi başladım. Dilediğim gibi ekip biçecektim. Ama öyle olmadı. Toprağın üstündeki otları ayıkladığımda altın buldum.
                         Otlar çok değerli bir hazineyi saklıyormuş.”
                                                       Maria Montessori / 1907





            Bebeği olacağını öğrenen bir çok annenin yaptığı gibi ben de derin derin araştırmalara başladım. Kitaplar alıyor, okuyor, henüz doğmamış bebeğimi nasıl mükemmel yapabileceğim üzerinde düşünüp, kafa yoruyordum. Eşimin ve doktorumun deyimiyle ise kafayı yiyordum .J  İkiz bebeklerimin olacağını öğrenmemle birlikte araştırmalarım 2 kat arttı, sorularıma soru eklendi ve doktorum bile bıkmıştı benden. Kitap okumanın yanında sürekli internetten araştırma yapıyordum. Bilirsiniz bir çok anne de aynı süreçlerden geçer. Hamileyken hafta hafta gelişimi araştırılır, hangi besinler bebeğe kilo aldırır hangileri boş kaloridir vs diye uzar gider bu listeJ Bebek doğduktan sonra ise anne sütü ve 6. Aydan sonra ek gıdalar, çocuğumu nasıl beslemeliyim vs bunlar araştırılır. Sonra ek gıda rayına oturur, bebeğimiz artık bizimle anlamlı iletişim kurmakta, oyun oynamaktadır. Anneler boşluğa düşmez bu aşamada, araştırmalara hemen yenisi eklenir: Çocuğumu nasıl eğitmeliyim? Bu aşamada karşımıza Montessori denen bir yöntem çıkar. Fazlaca bilgi eksikliğinin yanında , tekrarlanan aynı bilgiler, bilgi kirliliği bir türlü yöntemi tam anlamamamıza neden olur. Gruplara üye olursunuz, bloglardan takip edersiniz. Sonuç korkunç! Milletin çocuğu uzaya uçuyor biz ise hala araba sürüyoruz ! 18 aylık çocuk dişini fırçalıyor, 2 yaşında çocuk bıçak tutuyor, 3 yaşında çocuk güneş tutulmasını öğreniyor, problem çözüyor, oyuncaklarını topluyor ve son derece düzenli, etkinlik yapmaya bayılıyor, sizin çocuğunuz sadece mama derken milletin çocuğu hikaye anlatıyorJ Yani yok yok . Doğal annelik içgüdüsüyle “ben nerde yanlış yaptım , neden olmuyor, nereden başlayacağım” soruları beynimizi kemirmeye başlıyor.  Peki ben nerden başladım:

            Montessori yöntemini üniversitede zihinsel engellilerin eğitimi konusunda öğrenmiştik. Ama sadece zihinsel engellilerin eğitimi! Hiç kimse bunun her çocuğa uygulanabilecek bir sistem olduğunu söylemedi, biz de anlamadık nedense ve orada kaldı bu konu. İkizlerimi en iyi şekilde eğitmek istiyordum ve bu yöntemi uygulayacaktım. Gel gelelim tek başına 2 erkek bebeğe birden bakacak olmam bir çok şeyi yapmamı engelledi. Ancak felsefe olarak kafamda vardı ve çocuklarımı kısıtlamadım, yerde ve geniş mekanlarda vakit geçirmelerini sağladım. Ellerine değişik dokuda ve ses çıkaran oyuncakları verdim. 11. Aylarda bakımları biraz daha rahatladı ve ben onlara bir şeyler hazırlayacak vakti buldum. Evet sevgili okur asıl başlık konumuza bu satırdan sonra giriş yapıyorum, ancak bir sonraki  yazıda J

25 Aralık 2014 Perşembe

MATEMATİK VE GÜNLÜK YAŞAM FAALİYETİ BİR ARADA




 Bir tepsinin içerisine 3 küçük boş tabak ve 1 tane içi yulaf dolu kase ve rakamların yazılı olduğu kartları yerleştirdim.  Sayıya göre kaselere kaşıkla yulaf aktarma yaptılar. 1'e 1 kaşık yulaf 2 'ye 2 gibi..Dökülen yulafları fırça ile kare olan kısma biriktirdiler ve sonra faraşla alarak tabağa döktüler. Fırça ile süpürme kısmı iyiydi ancak faraşa almakta zorlandılar:) Çok yönlü bir aktivite oldu :)

ZIMPARA KAĞIDI İLE SANATSAL AKTİVİTE


Montessori'de rakamlar, harfler , dokunma tabletleri gibi materyallerde zımpara kullanılıyor. Sanat aktivitesinde neden kullanılmasın o zaman :) Hem sanatsal hem duyusal bir aktivite olur dedik ve denedik . İşte malzemeler.

1. Zımpara kağıdı (60, 80 ve 100 lük kullandım ben)
2. Pastel boya
3. Ütü 
4. Beyaz bir kağıt.

Ve başlıyoruz.  Bir tepsiye kestiğim zımpara kağıtlarını ve pastel boyaları yerleştirip dolaplarına koydum. Sonra "Sizinle bugün zımpara kağıdı boyayalım, sonra ütüyle beyaz kağıda izini çıkaralım" dedim. Anlamasalar da atladılar hemen ve odaya doğru koştular :) Tepsiyi itina ile masaya yerleştirdiler ve başlasın boyama :). Ben de onlarla birlikte yaptım. Boyadıktan sonra beyaz bir kağıda ters çevirerek hafiften sıcak bir ütüyle ütüledik. Bu aşamada benim kontrolümde ütülemeyi de onlar yaptı ;)




Ütüledikten sonra kağıdı kaldırdık vee çıkan tablo gerçekten güzeldi. hatta kuruduktan sonra elleriyle dokunarak "pürüzlü" dediler :)



HUNUBAG

Favori oyuncağımız HUNUBAG :) Herşey internette dolaşırken gaba toys diye bir oyuncak sitesini keşfetmemle başladı. Köprü inşa oyununu gördüğüm an vuruldum. Sitenin iletişim bilgilerine baktığımda Denizli'den bir firma olduğunu öğrendim. İlk iş hafta sonu bu atölyeyi bulmalıydım. Biraz zor da bulduk:) Müthiş oyuncakları var ve son derece kaliteli ve emek verilmiş ürünler. 1 saat boyunca bize anlattı anlattı. Bu arada çocuklar sabahtan beri gezmenin verdiği yorgunlukta anne gidelim anne gidelim diye ağlıyorlardı:( Annenin çok işi var oğlum, sizi geliştirecek oyuncaklara bakıyor desem de nafile. Oyuncakların isimlerini belirlerken  de Tavas şivesinden esinlenmiş. Hunubag - Şuna bak demek, Hunu bul - Şunu bul, Durubba- Durup duruyor gibi bir anlamı var :) Çok güzel düşünülmüş, hiç aklıma gelmemişti. Uzak doğu ismi diye düşünmüştüm ben :) Bu arada oyuncakçının çocuklar sussun diye getirdiği çikolatadan kopan kıyameti hiç anlatmayım :) 
İşte HUNUBAG ;

Masif Kayın Ağacı
∗    Tamamen Doğal, Boya ve Vernik Yok
∗    Toksik Madde Barındırmaz
∗    4 Yaşın Üzerindeki Çocuklar İçin Uygun (bizimkiler 2.5 yaşında ama problem yok , oynuyoruz. Misketlere dikkat etmek gerekiyor)
∗    Hayal, İlham, Gözlem, Mantıksal Düşünme ve Problem Çözme Yeteneklerini Geliştirir    .                                                                                
*    Yaratıcılık ve El Becerilerini Desteklerken Eğlenceli Saatler Vaad Eder. Çok dengeli ve yavaş hareket etmeyi gerektirmesi dikkati güçlendirmekte birebir.
∗    Her Seferinde Zekice Düşünülmüş Farklı Oyun Kombinasyonları ile Heyecan Verici, Dahiyane ve Eğlenceli Tasarımlar Oluşturulabilir
*    Basit Tasarımlar Üzerine İnşa Edilmiş Kompleks Bir Öğrenme Deneyimi Sunar

21 Aralık 2014 Pazar

BÖYLE BAŞLAYALIM

Emir ve Burak ile evde yağtığımız Montessori etkinliklerini ve diğer oyunlarımızı oynarken blog sitelerinden çok faydalandım. Güzel fikirlere kendim de birşeyler katarak çocuklarımla kaliteli zaman geçirmeye çalışıyorum. Nasıl ki ben bloglardan faydalandıysam benim de başkalarına faydam olsun diye bir blog açmaya karar verdim:) 
Kimi zaman çok zor ve yorucu geçen etkinlikler zaman ilerledikçe düzene girdi. Tarzımı benimsediler diye düşünüyorum:) yada ben onların tarzını benimsemeye çalışıyorum :) 
Montessori'ye dair paylaşımlarım umarım daha çok insana ulaşır ve faydalı olur.